Hedonik Çark Döngüsü : Çok Daha Fazlasını İstiyorum



   Hedonik Çarklar, çarklarımız... Belki de daha önce duymadığımız ama varlığı bizi her daim yutan olaylar. Bu olayı şöyle açıklayarak başlayabiliriz; hayatın iniş ve çıkışlarına rağmen yine aynı standarta dönüyor olmamız, yani bizi mutlu etmesini beklediğimiz şeylerin artık bizi mutlu etmemesi, aurasını yitirmesi olayı. Hedonik Döngü, genelde mutlulukla bilimsel olarak ilgilenen insanların çokça araştırma yaptığı bir konu olarak biliniyor. İsterseniz basit bir örnek vererek konumuzun ayrıntılanmasına geçebiliriz.

- Uzun süre boyunca almayı hayal ettiğiniz arabanın alındığı an sizi tatmin etmesi ama zaman geçtikçe sıradanlaşması ve daha fazlasını istiyor olmak bu çarka takılmak demektir ve bu; anlaşılması için verilebilecek en basit örneklerden biridir. Bunun haricinde bir çok örneği görmekte mümkündür.

   İnsan olarak bu, bizde bulunan içgüdüsel bir doyumsuzluk özelliğidir muhtemelen. Fakat yine de bazı insanlar yetinmeyi bilip, sabır gösterebilirken; bazıları ise oldukça doyumsuzdur. Peki bu çarka müdahale mümkün müdür ? Bunu nasıl kontrol edebiliriz ? Sonja Lyubomirsky bu konu üzerinde oldukça mesai harcayarak ortaya bir takım bilimsel sonuçlar ortaya koymuş.(Kendisi bir araştırmacı ve mutluluk üzerine uzun yıllardır araştırma yapıyor.)
Yapılan araştırmaya göre %50 oranında genetikten gelen ve %10 oranın da çevresel faktörlerden kaynaklanan bir dış kontrole maruz kalıyor.Fakat %40 oranında ise bu çarkın direksiyonunda tamamen biz oturuyoruz. Bu pay neredeyse pastanın yarısı kadar ve işte tam da bu yüzden çarkı kontrol etmek çokta zor bir mesele değil. Kesinlikle "İRADEYİ, İDARELİ KULLANMAKLA" alakalı bir mesele.. Çünkü araştırma sonuçlarına göre bu hedonik döngüye daha çok veya daha az takılan olayların çok büyük bir çoğunluğunu ZEVKLER oluşturuyor.
Kısa vadeli zevkler hedonik adaptosyona daha çok maruz kalıyor. Elbette edindiğimiz bazı hoşnutluklar ruhumuzu okşuyor ve bize kendimizi daha iyi hissettiriyor. Eğer ki bunlar uçucu mutluluklarsa, sıkılmak daha kolay oluyor. Hayatı suni gündemlerle doldurup, geçici heveslerin peşinde koşan insanlar mutlaka hedonik çarka takılıyor ve artık zevk almamaya başlıyorlar. Gitgide sıradanlaşan ve tamamen standarta dönen bir hayata alışmak muhtemelen korkunçtur. En azında bu, şu an bana böyle geliyor.

   Bu çarktan ayağı çıkarmanın yolunu sanırım az çok kafanızda canlandırmışsınızdır. İnsan olarak elde ettiğimizden daha fazlasını mutlaka isteyeceğiz; ama bir yerde büyük hata ediyoruz. "SORUNSUZ BİR HAYAT DİLİYORUZ"... Sorunsuz hayat yoktur, bunu dilemek yerine; daha iyi sorunlarla dolu bir hayatı dilemek mantıklı olandır. Uğraşlar hiç bitmez, bunlardan bıkmak yerine, uğraşmaktan keyif aldığımız olguları sonuca ulaştırmak daha hızlı yürümemizi sağlar. Bunun sonuca ulaşması zaferdir. Freud'un bununla alakalı çok güzel bir sözü var: "Bir gün geriye dönüp baktığınızda, mücadele günlerinizin en güzel günler olduğunu göreceksiniz."
Bu sözü hatırlamak benim gönlümü rahatlatıyor. Sadece sonuçlardan değil, süreçlerden de sorumlu olduğumuzu hatırlıyorum ve bunu hatırlamak daha sağlam yürümemi sağlıyor, kendimi hesap vermek zorundaymışım gibi hissetmiyorum.

   İşte bu kısır döngüden çıkmak bu kadar kolay dostlar. Direksiyon hakimiyeti bizdeyken başkasını suçlamak yerine; basit hazları terk edip, uğraşmaktan gocunmadığımız olayların içinde yer almak bizi bıktırmaz. Daha uzun yol almamızı sağlar.
Değer yargılarımız düzelir ve bunu fark ettikçe, hayatımızı kötüleştiren, hiç bir önemi olmayan şeyleri fark ederiz. Daha iyi şeyleri, önemli olayları, yaşamımızı düzelten ve bize mutlulukla birlikte başarı getiren şeyleri kafaya takarız. İşte bu yara bandımızdır.

"HERKESİN BU PANSUMANA İHTİYACI VARDIR. ÇÜNKÜ BU HAYATTA YARA ALMAMIŞ TEK BİR KİŞİ BİLE YOKTUR..."

Blog yazımı tamamen okuyan arkadaşlara teşekkür ederim. Bloğuma abone olup yazıları mail bildirimi olarak almak istiyorsanız yukardaki "Abone Ol" bölümünden bloğuma abone olabilirsiniz.

Yusuf Cihan YEL

 

Yorumlar

  1. cok anlamli bir yazi kesinlikle istifade ettim//tesekkurler

    YanıtlaSil

Yorum Gönder