Tam Dibe Vurdum Derken Düşünmemiz Gerekenler

   Merhabalar arkadaşım. Biliyorum uzun bir zamandır beraber değiliz ama şu an senden istediğim tek şey, kendini bu yazının akışına bırakman.. Şunu da belirtmek isterim ki; bu bir motivasyon yazısı değil, insan olan herkesin yaşadığı bir döngünün yazıya vurulmuş hali diyelim. Ya da iç sesinizle olan bir dertleşme...

   Çoğumuz sıkıntılarla boğuşurken zamanla buna yenileri de eklenince belimizin büküldüğünü hissederiz. Hayat kimi zaman bizi bir füzeye çevirirken, kimi zaman da tembellikten kolunu kaldıramayacak duruma getirir. Beynimizin içinde dönüp duran tilkiler, kendi kendine oluşan simülasyonlar, duygu karmaşaları, hedefler, gelecek kaygıları ve yorgunluk... Büyük bir taarruzla üstümüze gelirler. Git gide büyüyen bir negatif enerjiye dönüşmeye başlarız. Kimisi bunu dışarı atmanın bir yolunu bulurken, kimisi de içindeki psikolojik savaşla boğuşup durur. Neticede herkes aynı koşullara sahip değil ve her birimiz farklı karakterlere sahip bireyleriz. Aynılık mümkün değildir ! Olamaz !
Birisi polyannayken, öteki aksi katır gibidir. Çözümleyemezsin. Peki nasıl olmalıdır ? Bulamaz mıyız bir ortak payda ? Cevabı basit dostlarım... Hepimiz farklıyız ama hepimiz insanız. İnsanın olmanın verdiği ağırlıkla ve hafiflikle, yorgunlukla ve enerjiyle, dertleriyle ve gamsızlıklarıyla insanız.

   İlk başta bunu kabullenerek, bu hayat adlı simülasyonda var olduğumuzun farkına vararak başlamalıyız işe. Hayatı kabullendiğimiz anda bu farkındalığı benliğimizde hissedeceğiz.
Dostlarım ben bu yazıda genel olarak hayattaki aksiliklerin üstesinden gelirken; okuduğum kitaplardan, izlediğim film ve videolardan faydalanarak maddeler oluşturdum. Şuradan başlayacak olursak;

- Acı çekmek bakış açımızdaki perdelerin daha çok açılmasını ve içeriye güneşin girmesini sağlar. Her tecrübe, karanlıkta yakılan bir el feneridir.

- Bazen problemlerin içinde boğuşurken bunu merkeze alır ve kavgaya bu şekilde devam ederiz. Bu ister istemez rutin bir hale evrilir ve bu karmaşıklığın sürekli böyle devam edeceğini düşünürüz. Problemlerin hiç sona ermeyecekmiş gibi düşünmeyi bırak. Er ya da geç hayata adapte oluyoruz. Bunu zorlaştırmanın ne anlamı var ki ?

- Kaygılanırız. Kaygılanmak bizi yorar dostlarım. Biraz rafa kaldırmak veya akışına bırakmak güzel bir tedavi yöntemi.

- Bir de bazı insanlar vardır. Gereksiz eşya gibi yük verir. Sürekli negatif enerji saçıp modumuzu düşüren bu insanlarla aramıza mesafe koymak bize biraz olsun nefes aldırabilir.

- En dikkat etmemiz gereken şeylerden birisi de; kontrolün her zaman bizde olmadığını bilmektir. Her hangi bir iletişimsizlik durumunda kusurları sürekli kendinde arayıp psikolojini yıpratma. Karşı tarafın sorunu olduğunu düşün ve onu kendi haline bırak.

- Ve güzel arkadaşım.. Umarım hiç birimiz tüm bu sorunlarla savaşırken hayatın rutinini kaçıranlardan olmayız.

   Bu kadar canlar... Bir gün düşeceğiz, gülüp geçecekler, belki de elimizden tutanları göreceğiz. Yaşanılan her olay kendimizi ve çevremizi tanımamız için bir vesile. Hayat budur işte; yaşamda değeri olan çoğu şey, ona bağlı negatiflikten ortaya çıkar..
Ve tabi ÖLÜM...
"Bir gün öleceğiz ! Bunu herkesin bildiğimi biliyorum. Ama unutulmasın diye, hatırlatayım dedim..."

Yazımı sonuna kadar okuyan tüm arkadaşlara teşekkür ederim. Bloğuma abone olmak ve yazı bildirimleri almak isterseniz "Abone Ol" kısmından abone olabilirsiniz...

Yusuf Cihan YEL

Yorumlar

Yorum Gönder