Başımın Üstünde Yeri Var



   Selam vererek bir giriş yapalım. Selam olsun güzel insanlar.. Bu yazıda size 2 TedX konuşması ve okuduğum 2 kitapla birlikte toplam 4 kaynağı harmanlayarak bir içerik hazırlamaya çalıştım. Konumuz "BEYİN". Hayat hikayemizin gizli öznesine "Merhaba" diyeceğiz bu yazıda. Edindiğim bilgilere göre, bir çoğumuz onu tanımıyoruz bile. Ve onu tanımadığımız her gün, o kendi hikayesini yazmaya devam ediyor. O kadar karmaşık bir yapıya sahip ki; beynimizdeki sinir bağlantıları, gökteki yıldızlardan dahi daha fazla. Onu gerçekten çok iyi bir şekilde korumamız gerekiyor. Fakat bu koruma meselesi tamamen fiziksel olarak değil. Zaten oldukça sert bi kafatası zırhının içinde saklanıyor. Araştırmacılar, onu nasıl korumamız gerektiğini araştırırken beynin bir özelliğini keşfetmişler. İnanılmaz derecede esnek bir yapıya sahip ve davranışlarımıza göre, çevrenin üzerimizde bıraktığı etkiye göre, tercih ettiklerimize veya etmediklerimize göre şekil değiştirebiliyor.

Yani şu an beyin hakkında bildiğimiz en önemli şey; "Nefes kesici bir hızla, değişebilir olduğu..."
İşin iyi tarafı ise beynin bu esnekliğinin aslında çoğu payının da bize bağlı olması. Onu genç tutmak ve yaşlandırmak tamamen bizim elimizde. Beyin ne kadar genç ve dinamikse o kadar iyi çalışıyor ve ne kadar iyi çalışıyorsa o kadar yeniliğe açık ve yaratıcı oluyor.

Beynin esnek davranması ve dinamik olmasının yaşa bağlı olmaması ise her daim onunla işbirliği içinde olabilmemizin kanıtı adeta. Çünkü yapılan araştırmalara göre; yaşam tarzında olumlu değişiklik yapan insanların beyinleri fizyolojik olarak değişiyor ve beyin, üstündeki çukurlardan kurtularak daha oval bi yapıya sahip oluyor. Üstelik beyin sadece yaptıklarımızla değil, aynı zamanda yapmadıklarımız sayesinde de şekil değiştiriyor. Bu yüzden her hangi bi konuda karar vermeden önce bunun iyi tahlil edilmesi gerekiyor. Çünkü tüm davranışlarımız ve tutumlarımız, kafamızın içindeki bu yumuşak organı etkiliyor. Karşılaştığımız ve deneyimlediğimiz her şeyin bu yapıyı değiştirdiğini anlamamız gerek ! Ve unutmayalım ki beynimiz aynı zamanda bizim çevremiz tarafından da şekillendiriliyor. İnsan hayatta muhattap olduğu insanları bu yüzden özenle seçmeli. Şu sözü unutmamamız gerekiyor bana göre; "Eğer kendini bir konuda yetersiz hissediyorsan, çevrene bak. Çünkü insan, sürekli vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır..."
İş her defasında dönüp dolaşıp topluma geliyor. Toplum toplum toplum... Fakat çağın en ilginç ve garip topluluklarıyla yaşadığımız da aşikar. Sağımız, solumuz, her tarafımız bambaşka insanlarla dolu. Günümüzde artık insana ve düşünceye verilen önem çok az ve giderekte azalıyor. Çoğu insan, toplumun ona dayattığı tarzda düşünmeye ve yaşamaya başlamış durumda. Sürekli zihinlerimizde kaygı ve korku mevcut. Bu da bizi toplumun baskısı altında ezilmeye zorluyor. Fakat biz bunu kabul ettikçe çevremizdeki insanlara da kabul ettirmeye başlıyoruz ve maalesef zamanla tek tip düşünceye sahip insan toplulukları ortaya çıkıyor. Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmaya çalışan insanların olduğu bir çağda, oluşan bu topluluğun; para, kariyer, statü, kibir, nefsani tüm putlar ve duygular, bu topluluğun altında kalan insanlara binerek "Toplum Baskısı" dediğimiz "El Ne Der ?" putunu oluşturuyor. Lakin tüm bunları bir kenara bırakıp, kendi kararlarımızı verebilmenin, kendi rotamızı çizmenin ve ruhumuzu bu baskılardan azad etmenin bir yolu var. "DÜŞÜNMEK..."

Bunu başarabilmenin tek yolu da; kafamızın içindeki o yazarla iş birliği tutarak kağıt karalamak. Onun sağlığını koruyarak yaşamaya dikkat ettiğimiz sürece o dinamikliğini koruma görevini yerine getirecektir. Yeni fikirlere, bu fikirlerin meydana getirdiği bir buluşa, yeni insanlara ve nihayetinde yeni bir topluma ihtiyacımız var. Bir yerlerde bir çift elin tuttuğu silah olmamak için, kafamızın içindeki bir buçuk kilogramlık o yumuşakçaya ihtiyacımız var. Düşünmeye ihtiyacımız var güzel insanlar. Yükselen zorluk ve yükselen mücadele; eğer pratik esnasında dayanacak kadar irade gösterebiliyorsak, daha fazla öğrenmemize ve beynimizde olumlu olarak daha fazla yapısal değişikliğe yol açar. Yol açar arkadaşlar yol açar. Ve ben, yeni yolların; en son cümleye hapsolmaktan çok daha başka seçenekler sunduğunun yeterli bir sebep olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden aklına gelen her aptalca şeye inanmaktan bir an önce vazgeç, pozitif sosyal ilişkiler kur, vakit geçirdiğin insanların iyi alışkanlıklara sahip olmasına dikkat et ! Çünkü alışkanlıklar da bulaşıcıdır. Yaptığın işi, altını çize çize yap ve ruhunu hafifleten aktiviteleri hayatına almak için sakın geç kalma. Çünkü yapılan araştırmalara göre meditasyon yapmanın; beynin ön kısmını aktifleştirdiği gözleniyor. Ve en iyi meditasyon, en iyi antidepresan bir ilaç değil, şükretmektir. Elde olmayan şeyler için yakınmak yerine, var olana şükretmenin, zamanla insanı hafiflettiği ve belirli bir vakitten sonra pozitif düşünmeye yaklaştırdığı da kanıtlanmış. Unutulmamalıdır ki düşüncelerinde bir enerjisi vardır ve pozitif düşünce pozitif enerji saçar.

Evet güzel insan.
- Çevremize ve vakit geçirdiğimiz insanları seçmek hakkında özen göstermek
- Yaptığımız işi iyi yapmak için çok defa tekrar ederek yapmak
- Sosyal ilişkilerde ve pozitif bağlarda bulunmak
- Düşünmekten vazgeçmemek ve
- Şükretmek, benim kağıda yazıp cebime koyduğum 5 çeşit yemiş oldu.

Fotoğrafta benim bu yazıyı yazarken faydalandığım kitaplar da bulunmakta. Kitabın yazarı nörobilimci. Bilgiye ulaşmanın bu kadar kolay olduğu bir çağda, düşünmenin ve içimizdekini kullanabilmenin formüllerinin ince ince işlendiği bu kaynaklarda tavsiyem olsun. Son olarak yazıyı severek izlediğim bir film olan "The Truman Show'da" geçen bir cümleyle bitiriyorum.

"Ya siz sayın izleyici. Yaşam sahnesinde size biçilmiş rolü oynayan bir oyuncu olmadığınızı söyleyebilir misiniz bana ?"

Bu sahnenin hakkını verebilmek dileklerimle. Umarım bu yazıdan sonra bir çoğumuz farklı bir beyinle ayrılırız bu blogtan...

Blog yazımı sonuna kadar okuyan tüm arkadaşlara teşekkür ederim. Abone olarak mail bildirimi almak isteyen yukarıda bulunan "Abone Ol" kısmından abone olabilirler.

Yusuf Cihan YEL





Yorumlar

  1. Tebrikler. İstifade ettiğim bir yazı oldu, düşünüyorum o halde varım

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel tespitlere değinmişsin. Yazıların ve başarılarının devamını diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Emrullah abi. Beğendiğin için çok mutlu oldum

      Sil

Yorum Gönder